Marmara Denizi, Türkiye’nin en önemli iç denizlerinden biri olmasının yanı sıra, ekosistemi, ekonomik aktifliği ve kültürel değerleri ile de büyük bir öneme sahiptir. Ancak son zamanlarda Marmara Denizi’nde yaşanan gelişmeler, çevre bilimcileri ve girdapta yaşayan canlılar için büyük bir endişe kaynağı haline geldi. 65 yıl sonra görülen rekor sıcaklıklar ve diğer endişe verici veriler, bu su kaynağının sağlık durumu hakkında alarm zilleri çaldırıyor.
Son dönemlerde yapılan araştırmalar, Marmara Denizi'nin yüzey sıcaklıklarının 65 yıl sonra ilk kez rekor seviyelere ulaştığını gösteriyor. 2023 yazında kaydedilen sıcaklık değerleri, geçmişteki en yüksek sıcaklıklarla kıyaslandığında, deniz ekosistemini tehdit eden bir durum ortaya koyuyor. Uzmanlar, özellikle balık türlerinin göç davranışları üzerinde yaşanan değişimlerin, deniz canlılarını büyük oranda etkilediği konusunda uyarılarda bulunuyor. Sıcaklık artışları sadece balıkların değil, aynı zamanda mikroskobik deniz canlılarının da popülasyonunu etkileyerek deniz dengesini bozma riski taşımaktadır. Bu durum, balık avcılığı yapan yerel halkın geçim kaynaklarını dahi tehdit eden bir tablo çizerken, deniz turizmi açısından da olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Marmara Denizi'nin sıcaklıklarının artmasının yanı sıra, su kalitesi ile ilgili endişeler de gündeme geliyor. Özellikle sanayi, tarım ve yerleşim alanları tarafından üretilen atıklar, deniz yaşamını tehdit eden bir kirliliğe neden olmaktadır. Yine, nitrat ve fosfat seviyeleri gibi besin maddelerinin artışı, alg patlamalarına yol açarak deniz ekosisteminin dengesini bozuyor. Bilim insanları, bu kötü durumla mücadele edebilmek için çeşitli stratejiler geliştirmekte. Denizin korunması, sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları ve atık yönetimi gibi uygulamalar oldukça büyük önem taşıyor. Ayrıca, halkı bilinçlendirme çalışmaları, bu konuda atılacak en önemli adımlardan biri olarak ön plana çıkıyor.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde yaşanan bu rekor sıcaklıklar, hem deniz canlılarının hayatını hem de bölgedeki halkın geçim kaynaklarını tehdit eden bir durum oluşturuyor. Bilim insanları ve çevre aktivistleri, acil önlemler alınması gerektiğini ve bu konuda toplumun duyarlılığının artırılması gerektiğini vurguluyor. Marmara’nın korunması için atılacak her adım, hem ekosistem hem de insan sağlığı açısından büyük önem arz ediyor.